Hakuçlar (Çerkesçe хьакӀуцухэр ; Rusça Хакучи), Batı Çerkezlerinden olan Şapsığların bir kolu. Şapsığca lehçesinin Hakuçça adı verilen şivesini konuşurlar.
1870'li yıllara değin,Karadeniz kıyı dağlarında yaşamış ve Rus işgaline direnmiş Adıge topluluğu. Karadeniz kıyısı Şapsığlarının komşusu olan bu topluluk,Karadeniz'e dökülen Aşe ve Şahe (Adıgece:Şekh/Шэх) ırmaklarının kaynak bölümlerindeki dağlık kesimlerde yaşıyordu.Hak'uçların Vıbıhlar ile de bağlantıları vardı.Örneğin Vıbıhlar halen Hak'uç lehçesinde Adıgece konuşmaktadırlar.Hak'uç lehçesi Adigece'in Sapsığ lehçesine yakın bir lehçe olup bazılarınca Adigece'in
Sapsığ diyalektinin bir şivesi sayılmaktadır.Ama bu iki lehçe arasında
bazı farklılıklar vardır.Örneğin Şapsığ şivesinde fiiller tanımlama ve
pekiştirme anlamında "re-" ön takısını alır,Hak'uç lehçesinde ise,"-e"
soneki alır.Şapsığ:"re-k'uağ" (рэк1уагъ)-gitti (bilinen
biri),Hak'uç:"k'uağ-e" (к1уагъэ)-gitti (belirsiz biri),ama Şapsığ
şivesinde,belirsiz biri için aynen Hak'uç gibi "k'uağ-e" (к1уагъэ)
der.Ayrıca bazı ses farklılıkları da vardır,Şapsığ:"şe"
(щэ)-süt,Hak'uç:"çe" (чэ)-süt;Şapsığ:"seçe"
(сэчъэ)-koşuyorum,Hak'uç:"Seşe"-koşuyorum,gibi.
Hak'uç direnişi
Çerkesya'nın Karadeniz kıyısının güneyinde,Kbaada'nın ya da şimdiki Krasnaya Polyana'nın (Kızıl Çayır;1эткъуадж/Atquadj) yakın güneyinde bulunan çıkılması çok zor Aibga
dağ köyünün direnişi 12 Mayıs 1864'te sona ermiş,21 Mayıs 1864'te de
Kbaada'da bir askeri ve dini tören düzenleyen Ruslar Kafkas Savaşı'nın
kendi zaferleriyle sona erdiğini ilan etmişlerdi.Ama Adıge
direnişi,umutsuzca da olsa yine sürüyordu.Önemli Rus arşivleri
Adıgelerle ilgili konularda halen araştırmacılara kapalı tutulduğundan
(bk.Aslanguaş Ş'avko,Mıyequape/Maykop Adının Kökeni, Jineps, Haziran,
2007,s.5), Hak'uç direnişi de,uzunca bir süre kamuoyundan
gizlenmiş,dolaylı yoldan ve ancak bu yakın yıllarda gün ışığına
çıkarılmaya başlanmıştır.
Şapsığların yerleştiği Karadeniz kıyı kesiminin yukarısındaki
çıkılması zor dağlık alanlarda ve vadilerde barınan Hak'uç
direnişçilere,Ruslar,psikolojik savaş anlamında,yani onlara yönelik
olarak,kamuoyunda ve askerler arasında bir nefret duygusu yaratmak için
"Uçan orman haydutları" diyorlardı.Diğer Çerkeslerin aksine,1864'te
Ruslara boyun eğmeyi kabul etmeyen ve direnen Hak'uçlara bazı Şapsığ
grupları da katılmışlardı.Daha güneydeki dağlarda ise,ormanlarda
saklandıkları için,1864'te Türkiye'ye gidememiş ya da gitme fırsatını
kaçırmış olan bazı küçük Vıbıh ve Ciget kalıntıları da
barınmaktaydılar.Çünkü,Haziran 1864'te Adıge sürgünü tamamlandığından,bu yerlerden Türkiye'ye gidişler sona ermişti.
Hak'uçların kuşatma altına alınması
Ruslar, bu gruplara karşı,önce Şahe ve Tığemıps (Rusça:Dagomıs;Soçi'nin 10 km kuzeyinde) ırmakları boyunca,kıyıdan kaynak kesimlerine,yani dağlara doğru uzanan ve üzerinde 9 karakol bulunan Vıbıh Müstahkem Hattı'nı kurdular.Ardından Tuapse ile Gagra
arasındaki dağlardaki direnişleri kırmak için de, 12 piyade bölüğü ile
bir süvari birliğini görevlendirdiler.Rus kayıplarının giderek artması
üzerine,1865 yılı ilkbahar aylarında Aşe,Psezuapse
(Adıgece:Psışu/Псыш1у),Şahe,Soçi ve Mzımta ırmakları havzalarını kontrol
altına almak için,üzerinde 12 karakol bulunan Hak'uç Müstahkem Hattı
oluşturuldu ve bu kesimde Hak'uçlara karşı iki Rus taburu
görevlendirildi. Bir üçüncü tabur da,kıyıboyunca uzanan sıradağların öte
yakasında,Kuban bölgesinde,yani bir yılı aşkın bir süre önce
Abadzehlerden boşaltılmış olan yerlerde,Hak'uç sızmalarını önlemek ve
geçitleri tutmak üzere konuşlandırıldı. Buralarda,hala, Abadzehlerin
Ruslarla 1863 yılında imzaladığı ateşkesi tanımayan ya da bundan
haberdar olmayan bazı küçük Abadzeh grupları barınmaktaydılar.Bunların
Hak'uçlarla birleşmemeleri için, Pşiş ve Pşeha ırmakları vadilerinde de
askeri birlikler konumlandırıldı.Sonunda Hak'uçlar dört bir yönden sıkı
bir kuşatma altına alındılar:Binlerce yıldan beri kimselere boyun
eğmemiş olan Hak'uçlar,şimdi,her türlü ikmal yolları kesilmiş,çevreleri
yardım alınabilecek dost insanlardan arındırılmış,tüm beslenme
kaynakları da yok edilmiş bir ortamda,bir başlarına,büyük ve üstün
donanımlı bir orduya karşı,tarihin belki de en zor bir gerilla savaşını
vermek durumunda kalmışlardı..
Rus Kafkas Ordusu
Başkomutanı,Rusya Savaş Bakanlığı'na gönderdiği 14 Haziran 1865 tarihli
raporunda, Hak'uçların topraklarını terk etmektense ölmeyi
yeğlediklerini,ailelerini ve çocuklarını ıssız ve kuytu
köşelerde,mağaralarda saklayarak ölümüne savaşmakta olduklarını
bildiriyordu (T.V.Polovinkina,Çerkesya Gönül
Yaram,Ankara,2007,s.282).Dağlarda barınan direnişçi sayısı ise,başka bir
Rus komutanı tarafından,yine Haziran 1865'de 8-9 bin olarak rapor
ediliyordu (Jineps,2006,Eylül Ek-1,s.16-18).
Hak'uçlara yönelik imha harekatı
Sözkonusu hazırlıkların ve lojistik alt yapıların tamamlanmasından
sonra, 80 gün sürdüğü bildirilen Hak'uçları imha etme amaçlı askeri
operasyonlar başlatıldı.Bu büyük harekat sonunda, sadece 147 Hak'uç sağ
olarak ele geçirilebildi,ayrıca 3 bin kadar hayvan,vb yağmalandı,bu
arada karşılaşılan bütün evler de ateşe verilip yakıldı.Hak'uçlara ait
her şey yok edildi. Böylece Hak'uçlar büyük çapta imha edilmiş ve Hak'uç
direnişine ölümcül bir darbe indirilmiş oldu.Ama,yine de, küçük çaplı
ve kalıntı Hak'uç direnişleri ile,ara sıra ve yer yer 1870'li yıllara
değin karşılaşıldı.
Rus birlikleri,operasyonlar süresince,özellikle çocuk,yaşlı ve kadın
tutsak ele geçiremiyorlardı.Çünkü daha dayanıksız olan bu insanlar açlık
ve soğuk nedeniyle saklandıkları yerlerde ölüp hayvanlara yem
oluyorlardı ve askerler sık sık bu tür görüntülerle
karşılaşıyorlardı.Hak'uç direnişi,giderek zayıflamış da olsa,yine
de,uzun bir süre Rusları rahatsız etti ve uğraştırdı;Rus yerleşimcilerin
Adıgelerden boşaltılan yerlere huzur ve güven içinde
yerleşmelerini,toprak ve mülk sahibi olmalarını,yani Rus kolonizasyonunu
geciktirmiş oldu.Bu arada,on yılı aşan bir süre sonucu,yıllık yağış
miktarı 1000 mm'nin üstünde bir ormanlık alan olan ve
insansızlaştırılmış bulunan Çerkesya'nın bu Karadeniz bölgesi,baştan başa çalı,diken ve sarmaşıklarla kaplanarak geçilmesi zor bir cangıla
dönüştü.Sonuç olarak,daha önceleri yüzbinlerce insanın (Çerkeslerin)
yaşadığı bu yörede,yeni yerleşimciler (Ruslar),eski tarım topraklarını
saptayamama ve yerleşecek yerler bulamama sorunlarıyla karşılaştılar.
Hak'uç kalıntılarının durumu
Bu arada ele geçirilen ya da direnmekten vazgeçen Şapsığ ve
Hak'uçlar,Rus yerleşimcilere örnek tarımı göstermeleri amacıyla,askeri
gözetim altında yeni oluşturulan Kazak köylerine (stanitsa) 9 ile 50
kişi arasında değişen gruplar halinde dağıtılarak yerleştirildiler.Bu
tür dağıtılan Karadeniz bölgesi Adıgelerinin
(Şapsığ,Hak'uç,Vıbıh,Ciget,vb) toplam sayısı 1867'de 238 kişiye
ulaşmıştı.Bu arada,1880'de Kafkasya'da sadece 83 Hak'uç kalmıştı (Daha
geniş bilgi için bk.T.V.Polovinkina,Çerkesya Gönül
Yaram,Ankara,2007,s.281-288).
Hak'uç lehçesi bugün Saçe (Soçi/Шъачэ/Ş'açe)
metropoliten alanında,Psezuapse (Psışu) Irmağı vadisindeki Kirova
(Adıgece:Thağapş/Тхьагъапшъ) köyünde ve Diaspora'da (özellikle dili
Şapsığca olmamış ya da Şapsığlardan izole Vıbıhlar arasında da)
konuşulmaktadır.Hak'uçlar,Karadeniz kıyısındaki diğer Adıgeler gibi, Şapsığ
sayılmaktadır,Kıyıboyu Şapsığya'daki (Хы1ушъо Шапсыгъэ;şimdiki Soçi ve
Tuapse rayonu) Şapsığ sayısı da 12 bine ulaşmış bulunmaktadır.
Vikipedi'den alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder